Sarkacın Diğer Ucu

Yazılarımı ve düşüncelerimi takip eden değerli okuyucu ve dostlarımdan sıkça aldığım eleştiri sık yazı yazmamam konusunda oluyor . Her defasında yaptığım açıklamayı bir kez de buradan ifade etmiş olayım .

Üzerine yazı yazmayı gerektirecek ya da hak edecek konular sanıldığının aksine çok da fazla değildir . İşleri her gün yazı yazmak zorunda olan köşe yazarlarının çaresizliğini hep düşünegelmişimdir. Günlük kısır tartışmaların içerisinde oradan oraya savrulup görüş ifade etmek zorunda kalmak derin bir zihin için acı verici olsa gerek .

Bir örnekten yola çıkacak olursak ; ülkemizin son yüz yıllık macerasını düşünce ekseninde bana anlatır mısın diye soran çocuğuna bir tarihçinin , bir siyaset bilimcinin ya da bir gazetecinin vereceği cevabı bir makaleye dönüştürsek herhalde 6-7 sayfayı geçmez ..

Türkiye nin içinden geçmekte olduğu bu sıkıntılı süreç dolayısıyla tek tek düşüncemi soran insanlara da topluca cevap vermek adına kaleme aldığım bu yazıda daha önce yine burada paylaştığım ”Sarkaç” başlıklı eski yazım ekseninde düşüncelerimi ortaya koyacağım . Zira girişte ifade ettiğim üzere toplumsal dinamikler yukardan bakıldığında ağır bir devinimle hareket eden ve yönü bir kez kavrandığında her ay ayrı bir yorum yapmayı gerektirmeyecek bir ivme ile ilerliyor .

Sarkaç adlı yazımda kısaca ifade ettiğim husus , Türkiye nin sosyo politik macerasında 1923 ün sarkaç ın bir yöne doğru tam tepe noktasını işaret ettiği , 2020 yılı civarına gelindiğinde ise sarkacın ters yönde tepe noktasına ulaştığı ve nihayetinde bu iki büyük salınımın momentumumun orta bir noktada yakın bir zaman içerisinde oluşacağı yönünde idi .

Aynı görüşümü devam ettiriyor ve bugün ekonomik alanda yaşanan türbülansın sarkacın 2020 lerde geldiği ters yöndeki momentumuna karşı koyan son atalet gücünün de ortadan kalkması olarak görüyorum . Bu son cümleyi açalım . Malum , yönetimlerin başarısı ya da başarısızlığı genel hatları ile iki ana eksende değerlendirilir .

Birbirinden bağımsız değerlendirme zorluklarını bilerek ve göze alarak kabaca ilki politik ve ikincisi ekonomik eksen diyebiliriz . İlkinin içinde temel hak ve özgürlükler , hukukun üstünlüğü , siyasi süreçlere katılım , eğitim kalitesi , azınlık hakları vb gibi bir çok konu sayılabilir . Bu açıdan son yıllarda politik eksende sarkacın ters yönde tam tepe noktasına ulaştığı noktasında büyük bir konsensüs oluştu . Toplumun bir çok katmanı adeta nefes alamaz hale geldi ve bir kırılma beklenir hale geldi .

Vurgulanması gereken husus mevcut yönetimi iktidara taşıyan ve orda 20 yıl kalmasını sağlayan asıl dinamiğin ekonomik kriz ve istikrarsızlıklardan bıkmış halk kitlelerinin desteği olduğudur. İktidardaki siyasi partinin sosyo politik anlamda entelektüel alt yapısını göz önünde bulundurarak destekleyen halk tabanı doğruyu söylemek gerekirse marjinal diye adlandırılabilecek bir boyuttadır . Tersten okunduğunda ana oy gövdesini iktisadi başarı ile temellendiren siyasi organizasyonun bugün vardığı ekonomik başarısızlık ,sarkacın ters yönde en tepede ulaştığı noktadan aşağı dönmesine direnç gösterecek son kuvvetinde ortadan kalkması şeklinde okunabilir.

Çünkü bugün yaşanan kriz , siyasi iktidardan temel hak ve özgürlükler noktasında talebi olmayan ve bugüne kadar toplumsal refahtan birinci derecede faydalanan alt ve orta alt gelir gruplarını başat olarak etkilemekte , onları istemsizde olsa orta üst ve üst gelir gruplarının temel hak ve özgürlükler eksenli tepkileri ile örtüşür hale getirmektedir ..

İçinde yaşayan insanların an , dakika , gün , ay olarak yaşayıp kavradığı zaman algısı ile oluşan olumsuzluklar ; toplumsal tarih algısı ekseninde çok daha farklı bir zaman boyutunda ilerlemekte . Fiziksel olarak kaçınılmaz bir etki tepki etkileşimini toplumsal düzlemde laik anti-laik ekseninde bir hesaplaşma olarak yaklaşık 1 asır içerisinde kavramış bir toplum olarak bugünün çok karamsar tablosunun yarının aydınlık günlerinin habercisi olduğunu tekraren not düşmüş olayım .

Bu aydınlık , bir kesimin bir kesime karşı ulaşacağı üstünlük veya galibiyet sonucu değil , iktidarı ele geçirmek için koç boynuzu olarak kullanılan ve içi boşaltılan kavramların geniş halk kesimlerince deşifre edilip etkisiz hale getirilmesi ile oluşacak kolektif bilincin sonucu olacaktır . İnsanları daha müreffeh hale getirme iddiası ile ortaya çıkacak her tandanstan siyaset kurumunun terbiye edilip toplum hayatında etkinliğini ve etkisini doğru şekilde kullanmasını talep edecek ortak aklın sonucu olacaktır .

Demokratik evrimini kendi sosyo-politik dinamikleri çerçevesinde Batı nın aksine sınıfsal çatışma temelinde yaşamamış olan toplumumuz kendine has bir hikaye yazmaktadır . Yine aynı düzlemde , Batı dan farklı olarak dinde reform hareketini ıskalamış toplumumuz din temelli sosyal uzlaşıyı da yine kendi dinamikleri özelinde gerçekleştirmektedir .

Zihninde yeterli entelektüel donanım olanlar için bu değişim ve dönüşüm apaçık ortadadır .

Sarkaç denge noktasına doğru hızla hareket etmektedir …

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.